17.07.2010

YAYAN GELMİŞTİM, YAYAN GİDECEĞİM

Afgan şair Muhammed Kazım Muhammedi’den çeviri
İltica ettiği İran’dan bir kamyonet arkasında yurtdışı edilen inşaat işçisi bir şairin anlattığıdır…


Günbatımında yolun sıcak soluğunda gideceğim
Yayan gelmiştim, işte yayan da gideceğim.
Gurbet tılsımım bu gece kırılacak
ve boş olan o sofra dürülecek!
ve bayram geceleri dolaylarında, komşu
Ağlama sesi duymayacaksın daha, komşu!
Kumbarası olmayan o yabancı gariban gidecek
ve oyuncak bebeği olmayan sübyan gidecek!

***
Benim, bütün ufku emek ile gezip dolaşan
Benim, gören varsa beni geçerken karşılaşan!
Benim, bir ekmeğim var idise de, tuğladan, kerpiçten
ve -varolmayan- sofram doluydu açlıktan, hiçten!
Ne ayna varsa benim kırıklığımın görüntüsü var
Yapıların her bir taşında benim elimin izi var!
İster lütufla, ister kahırla tanıyan tanır beni
Tanır bütün halkıyla bu şehir beni.
Ben dikildim, göğün beli bükülse de
Kıldım namazı, dünya İbn-i Mülcem olsa da!...
***
Gurbetimin tılsımı bu gece kırılacak
ve boş olan o sofram dürülecek!
Günbatımında otoyolun sıcak soluğunda gideceğim
Yayan gelmiştim, işte yayan da gideceğim.
***
Nasıl dönmeyeyim, çünkü siperim orada
Nasıl? Ah, kardeş mezarım orada!
Nasıl dönmeyeyim, çünkü cami ve mihrap
ve başıma öpücük bekleyen hançerim orada!
Burada olan herşey ikame idi, ezandı
Kıyâmım orada, Allahu Ekber’im orada!
Burada kanadı kırık biriyim, kırılmaya takatim yok
İyice uçuştuğum kıyım, kenarım orada.
Kusuruma bakma, bir ayağım bir asam varsa
Kusuruma bakma, pây-ı diğerim orada!
***
Kırık geçiyorum yanınızdan bu akşam
Ve sayısız lütuflarınızdan mahçup kalmışım.
Ben soğuk gecenizin sessizliğinden haberdârım
Şehit vermişim, acı sezdiğinizden haberdarım.
Sen de benim gibi bir yıldızdan baş gördün
Baba görmedin, babanın külünü, gözünde yaş gördün.
Sensin, gurbet sokağını benimle aşmış olan
Ve omzunda yanık naaş taşımış olan.
Sen yaralandın, ben kırbaçlandıysam
Sen taşlandın, ben aşlandıysam!
***
Bizim tarlamızın arpa taneleri de vardı gerçi
ve biçilmeli birkaç filizi de dururdu gerçi.
Her zamanki huzurunuz acılaştıysa da
Benim çocuğum camınıza taş attıysa da.
Bu daldan ansızın bir elma kaybolduysa da
ve halkın kaygısına sebebolduysa da.
Belgesel suçun suçlusu idim gerçi
Lahdin ağırlığını hak ettim gerçi.
Yolculuk arefesinde umutsuz kıymayın beni
Yalan da olsa -canlar- mazur sayın beni.
Sahip olmadığımın tümünü bırakıp yavan gideceğim
Yayan gelmiştim, yine yayan gideceğim!
Bu İmam’a and içerim başka bir şey götürmem
Tozundan Harem’in başka bir şey götürmem!
Tanrı din ve dünya ecrinizi artırsın
ve kalan dualarınız karşılansın dursun!
çocuklarınızın kumbarası her zaman dolu olsun
ve -kim olursa olsun- düşmanlarınızın ekmeği tuğla olsun!

* İbn-i Mülcem: Ali’yi camide namaz üstü arkadan kılıçlayan malum Hârici.
pâ(y): ayak
İmam: Meşhed’de gömülü 8. Şii imamı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder